Fatih ŞAHİN

Tarih: 25.11.2016 15:27

Kadına Dayak Çocuğa Taciz

Facebook Twitter Linked-in

     Her insan, Allah’ın kuludur, saygındır ve özgürdür. Hak ve özgürlükler, gerekçesiz, yetkisiz ve orantısız bir şekilde kısıtlanamaz. Bazı haklar, belli durumlarda, örf, adet ve kanun gibi sebeplerle kısıtlanabilse de şiddet, hiçbir gerekçe ile meşru ve mazur görülemez.

       Geleneksel Türk toplumunda şiddet, aile büyüğünün dayak atması maalesef mazur görülüyor. Atasözlerimize bile girmiş: Kızını dövmeyen dizini döver, oğlunu dövmeyen kesesini döver, Karının karnından sıpayı, sırtından sopayı eksik etmeyeceksin.   Bu sözler, atasözü bile olsa hoş görülemez. Ayrıca kadına karşı şiddet ve dayak dinimize de aykırıdır.  Peygamberimiz kadını dövüp, günün sonunda onu koynunuza almanız olacak şey midir?  Hadis-i şerifi ile hanımlarını dövenleri tenkit etmiştir.

   Dayak,  ne terbiye yöntemi, ne de vazgeçirici bir ceza yöntemidir. Dayak, insanın hem psikolojisinde geriye dönüşü imkânsız izler bırakır, hem de bedende hasarlara yol açar.  Dayak, acziyetin ve çaresizliğin bir ifadesidir. Kendisini güçlü hisseden, karşısında zayıf gördüğü birine dayak atar.  Kavgada dövüleceğini bilen biri, baştan bu işe hiç girişmez.  O halde dayak, güçlünün zayıf olanı ezmesi anlamına geldiğinden zaten ahlaki de değildir. Ve yine hiç kimse, aile içi şiddeti, aile mahremiyeti kapsamında, karışılamaz özel bir konu olarak göremez.  Çünkü aile içi şiddet önce aile yapısını bozar, bu da dolaylı olarak toplumun bozulmasına yol açar. Çocuklar bu olaydan fazlası ile etkilenirler, çocukların da psikolojisi hasar görür. Şiddeti izleyen yada bizzat şiddete maruz kalan çocuk ya içe kapanmayı tercih eder yada günden güne geçimsiz bir kişiliğe bürünür….

      Günümüzde mantar gibi çoğalan evlendirme programlarında, bir şey bilirmiş gibi ,çok konuşan insanların boş  konuşan insanlar olduklarını ,  bilmem söylemeye gerek var mıdır . Ayrıca  aile içi problemlerin TV’ler de yada ulu orta konuşulması da büyük bir yanlıştır. Yakında maalesef  böyle programlarında çoğalacağını düşünüyorum.  Kur’an dan bi haberiz ki, ailevi problemlerin çözümü konusunda Rabbimiz Talak Suresinde, aile meclisinin kurulmasını ve aile büyüklerinin konuyu görüşerek makul bir çözüm bulmalarını tavsiye etmiştir. İşte reçete, iş te çare…..

   Bugün Türkiye’m de aslında utanmamızı gerektiren, Kadın sığınma evleri, bir ihtiyaçtan doğmuştur. Eğer yersiz ve orantısız şiddet davranışları olmasaydı, bu tür kurumlara da gerek duyulmayacaktı.

      Bugün Türkiye’mde şortlu diye bir bayanı dövmeye kalkan,  ahlaksızlar vardır. Örtündüğü için dayak yiyen, dışlanan ve okuluna sokulmayan bayanlar da vardı. Hiç bir kadın kılık kıyafetinden dolayı kınanmamalı ve kıyafetine müdahale edilmemelidir. Artık böyle haberleri duymak istemiyoruz.

       Bugün Türkiye’m de başımızı yere eğdiren, yazarken bile içimizi acıtan, kadın ve Çocuk tacizi, tecavüzü gibi haberlerle sık karşılaşır olduk. Hatta siyasetin gündemi oldu. Ben 657 ye tabi olduğum için değil, din gönüllüsü olarak mesleğime olan hürmetimden siyasi konulardan uzak duruyorum.

      Lakin kadınlara ve çocuklara taciz ve tecavüz ile ilgili tartışmalardan, artık tüm siyasilerin ve siyasetin de uzak durması gerektiğini düşünüyorum. Bu sorun İsviçre medeni kanunuyla çözülememiştir. Türk Milletinin örfü, gelenekleri, dini ve vicdanı tarih boyunca da, bugün de teşhisi koymuştur. Cezası da   İDAM dır…

    Kadına, çocuğa tacize  , tecavüze ve vatan hainlerine en kısa sürede İDAM cezası gelmesi dileğiyle………

 

Twitter takıp : @ipsalafatihi


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —