Güven SERİN

Tarih: 28.09.2016 17:18

ÇELTİK ÇİFTÇİSİ UZANACAK EL BEKLİYOR

Facebook Twitter Linked-in

Edirne Bölgesi; İpsala, Paşaköy, Karpuzlu çiftçileri zoru başarıp, suyun, milin, güneşin, rüzgârın içinden çıkardığı çeltiğini; soframıza pirinç olarak gelen besini hakkıyla satacağı siyasi ve ticari eli; elleri bekliyor.

Bayram nedeniyle bölgede bulunup bizzat çiftçilerle görüşmenin sonunda ortaya çıkan sonuç; kırk yıllık çiftçilerden öte insanlar göç ediyor. Toprağını, evini, barkını; ocağını, doğduğu yerlerin yere basan onurunu, gururunu terk ediyor…

Gönüllü göçler, huzur, değişim getirirken, zorunlu göçlerin ezikliği, gözyaşı ve hüznü hiç bitmeyen pişmanlıklara, öfkelere, ezikliklere ev sahipliği yapıyor.

 Enez’den İpsala’ya kadar uzanan yerde; on binlerce dönüm toprak çeltik ekiliyor. Aylarca beklenen ürün; suyun, güneşin, emeğin içinden geliyor. Bu emeği kollayacak olan OFİS nerede? Hiçbir zaman çiftçinin arkasında durmayan siyasi irade ise ortada görünmüyor.

Bölgenin siyasetçileri sadece oy zamanı uğradıkları Paşaköy, bir zamanlar huzurun sözcülüğünü yaparken, şimdi boş hüzünlü evlerin göç hikâyelerine tanıklık ediyor. Çiftçi direniyor. Direndikçe borca yol alıyor…

Ofis yok! Ofisi, çiftçinin arkasında dimdik durduracak siyasi güçler bir tarafa sinmişe benziyorlar. Bölgenin siyasetçileri; CHP, AKP, MHP il ve ilçe başkanları sizler tam olarak neredesiniz?

Karpuzlu, Paşaköy, İpsala için en önemli geçim kaynağı olan çeltik ekimi, tam da hasat zamanı büyük belirsizliğe; her yıl olduğu gibi puslu zamanlara terk edilmiş. Sizler, bu zamanın neresinde; oy aldığınız, siyasi tercihlerinde her daim heyecanlı nutuklar atıp onları partinize davet ettiğiniz sayın siyasetçiler; tam da bu zamanda bölgede olup, bölge insanının yanında olup; Edirne’ye, Ankara’ya gündem oluşturacak, gerçek manada sorun giderecek çözüm çağrıları yapmanız gerekirken; niçin yoksunuz?

Üretici bitirilirken, ithal ürünler başköşeye oturuyor. Yine, anlı şanlı siyasetçimiz yok. Ziraat Odaları, siyasi parti temsilcileri, bölgenin milletvekilleri; yer yarılmış da yerin yedi katına girmişler gibi; görünmüyorlar…

Sevgili siyasetçiler, oda temsilcileri bu görünmezlik, bu aldırmazlık ne ahlaki, ne de hukuksaldır. Şehirlere yığınla göç eden insanların oluşturduğu buruk topluluklar yerine kendi kendine yeten, pirincimizi, ayçiçeğimizi, buğdayımızı, mısırımızı, fındığımızı, pamuğumuzu üreten insanları gözümüz gibi korumalıyız.

Kendi kendine yetmek; aynı zamanda onurun, saygınlığın, güler yüzün, kendi değerlerini korumanın da anlatımı değil midir?

Paşaköy’ün saygın çiftçisi Ali amcamla konuşuyorum; bu aldırmazlık niye? Hüzünlü bir anlatı içinde Ali amcam; bölgeye neredeyse hiç gelmeyen siyasetçilerin tembelliğini, ilgisizliğini anlatırken insan bakışlarından acı akıyor.

Öğreniyorum ki; bölge (Edirne) milletvekilleri ne ekim, ne hasat ne de sorunların en bol zamanı; hiçbir zaman çiftçinin yanında görünmüyorlar. Bir kez başkente gidene kadar! Milletvekili seçilince yarı tanrı kığlına giren bu insanlardan herkes bıktı.

Bıkmasına bıktık ama çaresizlikte kol geziyor. Birkaç siyasi partiye bırakılmış düzen; bir sürü bilinmezlik, pişkinlik üretiyor da; çeltik üreticisini bir türlü anlamaya, uygar ülkelerin istikrarlı yaşamına davet edecek kanunları çıkaramıyorlar.

Paşököy, Karpuzlu, İpsala ülkemizin çok önemli pirinç üretilen yeri; on binlerce dönüm toprağın binlerce insanın çoluğunun, çocuğunun geleceği ve yerini, yurdunu terk edemeyen insanların onurlu duruşu ortada duruyorken; yine ortada olması gereken ofis, il, ilçe örgütleri yok…

Ali amcam yılların CHP taraftarı; 1300 oyu olan Paşököy 900 CHP oyu çıkartırken ; “ Ben CHP ilçe, İl Başkanlarını tanımıyorum! Ama AKP İlçe ve İl Başkanlarını tanıyorum.” Diyen Ali amcam, çok önemli bir siyasi boşluğu, programsızlığı, samimiyetsizliği, Cumhuriyet Türkiye’sinin çiftçisini kanser gibi kemirişini de anlatıyor.

 

 

 

 

 

  


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —