10729,49%-0,92
41,19% 0,20
48,31% 0,61
4758,20% 1,43
7652,82% 1,73
Son günlerde büyük artış gösteren arazi satma furyası karşısında Edirne Ziraat Odası Meclis Başkanı Erdal Akgün, Sınır boyları ve mera bitişiği olan yerlerde arazi toplayanların çoğalması üzerine yaptığı açıklamada, köylünün arazisi satmamasından yana old
Son günlerde büyük artış gösteren arazi satma furyası karşısında Edirne Ziraat Odası Meclis Başkanı Erdal Akgün, Sınır boyları ve mera bitişiği olan yerlerde arazi toplayanların çoğalması üzerine yaptığı açıklamada, köylünün arazisi satmamasından yana olduğunu çünkü bunun altında yatanın tarımı bitirmek olduğunu söyledi.
Akgün, Bilhassa Hamzabeyli ile Lalapaşa ve Süloğlu bölgesinde arazi satışlarında arazilerin birilerinin eline geçtiğini söyledi.
Edirne Ziraat Odası Meclis Başkanı Erdal Akgün “Bu çiftçiliğin ve tarım kesiminin 12 yıldan beri uygulanan yanlış tarım politikalarının neticelerini yavaş yavaş görmeye başladık.
Özellikle Hamzabeyli sınır kapısı açıldıktan sonra müthiş bir furyaya dönüştü bu olay. Şimdi çıkardığımız ürün para yapmamaya başladı. Tabi Lalapaşa ve Süloğlu gibi bölgenin de büyük bir bölümünün toprak yapısının verimsiz olması, özellikle İstanbul’dan gelen büyük sermayenin resmen gözdesi haline geldi buraları.
Gelip ve araziyi hiç görmeden satın alıp çekip gidiyorlar. Yani en az 10 yıl önce satın alınmış olan arazileri hala daha eski sahipleri buralarda çiftçilik yapmaya çalışıyor. Özellikle Lalapaşa’mız yabancıların eline geçmiş durumda.
İLAN VERİYORLAR
Yani bugün Lalapaşa’nın sınıra yakın köylerine gittiğimizde kahvelerde ,hatta Lalapaşa’nın içinde bazı yerlerde , işte şu kadar tarla alınır, bu kadara tarla alınır diye ilanlar görüyoruz. Yani bu başta uygulanan yanlış tarım politikalarının neticesi. Umudunu topraktan ve hayvancılıktan kesmiş olan çiftçinin şehir merkezlerine gelmiş olmasından kaynaklanıyor. Âmâ bunun ana sebeplerinden bi tanesi de özellikle Hamzabeyli sınır kapımız faaliyete geçtikten sonra burası resmen İstanbul’da ki büyük sermayenin gözdesi haline geldi. Tabi ileriye yönelik bazı düşüncüler vardır bahsettiğimiz bu büyük sermayenin. Sanki sınıra yakın olursa Avrupa Birliği imkânlarından daha iyi faydalanabiliriz şeklinde bazı bilgiler bize ulaşmış oldu.
DÜŞÜNCELER FARKLI
Çok fazla kendileri de bu araziyi niye aldıkları, neden aldıklarını sorduğumuzda onlarda bize net bir açıklama yapamıyorlar. Âmâ bazı aldığımız bilgiler ileriye dönük yatırım gibi düşünüyorlar. Hiç görmeden yer alanlar, Organize Sanayi Bölgesinin oralarda olmuş olmasından da kaynaklanan ama tamamen böyle bir bilgi kirliliği de var ortada. Mesela İstanbul’daki bazı dostlarımızın zaman zaman telefon açıp; şöyle şöyle arazi var ben bunu alsam, organize sanayi gelişir de buralara gider mi? İşte ben bundan bi kazanç elde edebilir miyim? Diye müthiş derecede kültürlü insanlardan, iş adamlarından bu şekilde bize bilgilerde soruldu.
Ama ne olursa olsun onlar istediği kadar bu işin peşinde olsun işin en büyük sebebi çiftçinin köyünden ve toprağından koparılmış olmasın sonuçları olarak bakıyoruz. Kesinlikle o bölgede arazi alanlar tamamen bilgi kirliliğinden kaynaklanan, bir yandan cevizlik yapmak için alanlar var. Âmâ çok az bir şekilde oralara ceviz ekildiğini gördük. Hatta büyük bir bölümü arazinin boş kalmış. Tabiki verimsiz arazi olmasından dolayı da bozduruyor. Yani yavaş yavaş Trakya’nın toprakları el değiştiriyor. Bu verimsiz arazilerde böyle arsa olarak ileriye dönük yatırım olarak alanların haricinde bizi en çok üzen son derece tarıma elverişli verimli arazilerin büyük sermayenin eline geçtiğini görüyoruz.
TOPRAK ÖZENDİRİCİ OLSUN TOPRAK SATILMASIN
Ben hem bir tarımcı olarak, hem bir köylü olarak hem de Edirne ziraat odası meclis başkanı olarak bundan çok üzüntü duyan birisiyim. Bu insanlar toprağından koparılmamalı. Tam tersine özendirici olmalı toprak. Âmâ maalesef ki buralara kadar geldik. İnşallah bu saatten sonra kimse toprağını satmasın. Şehir merkezindeki işsizler ordusuna da yeni yeni insanlar girmesin diyoruz. Çünkü köyünden kopup ta şehre gelen insanlar şehir merkezlerine ayak uyduramıyor.
BU İŞLERİN ALTINDA İSRAİL VAR
Ve o insanlar tedaviye ihtiyaç haline geliyorlar. Şehir merkezinde iş yok psikolojisi bozuluyor. BÜ işi esasında sadece Edirne olarak ta düşünmemek lazım. Ülke geneli baktığımızda özellikle sınır bölgesindeki arazilerin birilerine peşkeş çekildiğini görüyoruz. Bunun en açık örneği de mayınlı arazilerdir. Mayınlı arazilerinde İsrailli bir firmaya verilmiş olması ve anayasa mahkemesine götüren insanlardan, onu anayasa mahkemesinde reddeden savcılardan, yargıçlarda, hakimlerden Allah razı olsun diyorum. Yani esasında bu ülkemizin sınırlarının fethedilmesi demektir. Bizim canımızı vererek kanımızı akıtarak aldığımız bu toprakları ve Misaki Milli sınırlarının bitişiğindeki arazilere özellikle İsrail in göz dikmesi ve devletimizi de idare eden insanlarında bunlara kucak açması çok düşündürücü. Yani bu sadece Edirne’mizde değil, bakın nerelerde stratejik yerler varsa orada müthiş derecede bir arazi satışı var. Bu işin altında da İsrail in olduğuna inanıyorum ”dedi.