Trakya Üniversitesi Sanat Tarihi Bölümü Başkanı Prof. Dr. Engin Beksaç yaptığı açıklamada; Keşan’ın tarihi anlamda zengin bir ilçe olduğunu ve tarihine sahip çıkması gerektiğini kaydetti.
“Keşan, tarihine yeteri kadar sahip çıkamıyor”
Keşan’ın tarihi anlamda zengin bir ilçe olduğunun altını çizen Beksaç, şunları söyledi: “Keşan’ın kaleleri konusunda, çalışmalarımız oldu. Keşan Lokantacı Kahveci ve Otelciler Esnaf Odası Başkanı Hüseyin Çakmak’ın finansör olduğu ve ‘Keşan’ın kaleleri’ adlı bir broşür bastırmıştık. Keşan’da yaklaşık 15 tane kale var. Bu kalelerin nerede olduğu konusunda, Keşan Kaymakamlığı’na ve Keşan Belediyesi’ne teslim ettim. Kaleleri gün yüzüne çıkarmak için konuya eğilmek lazım. Ama her geçen süreçte bu kaleler yok olup gidiyor. Özellikle define arayanlar tarafından bu tarihi kaleler ciddi tahribat altındadır. Keşan ne yazık ki, tarihine yeteri kadar sahip çıkamıyor.”
“Kaleler şuanda ağır bir saldırı altında”
Kalelerin durumu hakkında da, bilgilendirmede bulunan Engin Beksaç, “Kaleler şuanda ağır bir saldırı altındadır. Karahisar Kalesi, yakın zaman içerisinde özel bir şirket tarafından yok edilmek istedi. Buranın tescilli son anda yapılarak, ağır bir tahribata uğramış olsa da, kurtarılabildi. Ancak, bu özel şirket kaleye çok fazla zarar verdi. Şuanda, kale maalesef harabe haline getirildi. Bilinçsiz bir şekilde davranılarak, tarihi kale ağır bir tahribata maruz kaldı. Ayrıca, Mercan Kalesi de, orman işletmeleri tarafından yok edildi. Keşan’da en iyi korunabilen kale, Çamlıca’dadır. Bunun yanı sıra; Beyendik’teki taş ocakları nedeniyle, oradaki kaleyi tamamen ortadan kaldırdı. Beyendik’teki kale, aynı zamanda Trak tapınağı ve ortaçağ yerleşim alanıdır. Kısacası, Keşan’daki kaleler, maden ve taş ocakları tarafından ağır tahribat altındadır. Eğer bilinçli şekilde davranılmaması durumunda, yok olup gidecektir.” şeklinde konuştu.
“Rüstem Baba dergahı…”
Mecidiye-Erikli arasında Bektaşi dergahı olduğunu hatırlatan Engin Beksaç, şöyle konuştu: “Dergah; Trakya’daki en önemli Bektaşi dergahlarından biridir. 19’uncu yüzyılda başlarında kurulmuştur. Ancak, şuanda çok kötü durumdadır. Yeniçeri ocağının kaldırılmasından sonra yasaklanmasına rağmen Rüstem Baba dergahının hizmetine izin verilmiştir. Bu dergah unutulmuş gitmiş ancak, buranında, gerekli bakım ve onarımının yapılması gerekiyor. Burası en az Yunanistan’da bulunan Seyyid Ali Sultan Dergahı kadar önemlidir.”
“Keşan tarihine sahip çıkmalı”
Tarihi kalelerin bölgeye kazandırılması durumunda, Keşan’ın sadece doğa ve deniz turizmi değil; tarih turizmi anlamında da, iyi bir konuma gelebileceğini ifade eden Beksaç, sözlerini şöyle tamamladı: “Keşanlıların tarihine sahip çıkması gerekiyor. Tarihimizin korunması için çalışılmalı. Tarihe sahip çıkılması durumunda, tarih turizmi potansiyeli anlamında ayrıcalıklı bir yeri var. Keşan’ın içinde Bektaşi dergahları var, Büyük Osmanlı mezarlıkları yok olup gitmiş. Değerlerimizi bulup, ortaya çıkarmalıyız. Kısacası, Keşan tarihine sahip çıkmalı.”