Avukatlığı bıraktı, çiftçiliğe başladı

Edirne’nin tanınmış siyasi simalarından Milliyetçi Hareket Partisi Edirne eski İl Başkanı Dr. Gürsel Şimşek vefat edince kızı avukat Aybike Şimşek, avukatlığı bırakıp babasından miras kalan İpsala’daki 7 bin dönümlük arazide çiftçilik yapıyor. Şimşek’in

 Edirne’de bir süre avukatlık yapan 26 yaşındaki Aybike Şimşek, Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Edirne eski İl Başkanı olan babası Dr. Gürsel Şimşek vefat edince, avukatlığı bırakıp çiftçiliğe başladı. Geçen Temmuz ayında vefat eden babasının hedeflerini hayata geçirmek isteyen Şimşek, bu yolda emin adımlarla ilerliyor. İstanbul Bilgi Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden 2018’de mezun olan Şimşek, 2019 yılında Aydolu ve Gökhan Karakoç’un yanında geçen yıl avukatlık stajını tamamladı. Bu yılın Mayıs ayında avukatlık ruhsatını alarak bürosunu açan Şimşek, 15 Temmuz’da babası Gürsel Şimşek’i kalp krizi sonucu kaybedince, işin başına geçti.

7 BİN DÖNÜM ÇELTİK EKİYORLAR

İpsala’da 7 bin dönüm arazide çeltik üretimi yapan Şimşek, aktif olarak avukatlık yapmayı düşünmediğini ifade etti. Şimşek, “Normalde avukatlık mesleğini yapacaktım. Babam vefat etmeseydi avukatlık mesleğini geliştirip, 5 yıl sonra ondan işleri devralacaktım. Şirketimizi onunla birlikte üretim aşamasından pazarlama aşamasına geçirecektik. Hayalimiz buydu. Aktif olarak avukatlık mesleğini yapmayı düşünmüyorum. Amerika’ya yüksek lisans için başvuru yapmıştım ve kabul edildim. Bütün her şeyim hazırdı. Amerika’da da avukatlık yapmak istiyordum. Babam vefat edince bir anda kendimi babamın işlerinde buldum. Hayatım bir anda değişkenlik gösterdi. İpsala’da 7 bin dönüm alanda çeltik işliyoruz. Çeltik üretiminde babamın bu yıl 33’ncü yılı olacaktı.  1986 yılında Çapa Tıp Fakültesi’nden mezun olduktan sonra İpsala Devlet Hastanesi’ne atanıyor ve annem Hatice Şimşek’le tanışıyor ve evleniyorlar. 2005 yılına kadar doktorluk yapmaya devam etti. Aynı zamanda siyasetle de uğraşıyordu. Sonra tamamen tarım sektörüne yöneldi. İpsala Çeltik Üreticileri Başkanlığı görevini de yürüttü bir süre” dedi.

60 KİŞİYE EKMEK VERİYORLAR

Ağabeyinin Cerrah Paşa Tıp Fakültesi’nde doktorluk yaptığını kaydeden Şimşek, bundan dolayı işlerinin kendisine kaldığını belirtti. Küçüklüğünden beri toprakla iç içe olduğunu anlatan Şimşek, “Bizim 22 tane 12 ay çalışanımız var. Hasat ve ekiliş döneminde 60 kişi çalışan sayısını buluyoruz. Küçüklüğümden beri toprakla iç içe yaşadığımız için ve Koronadan dolayı bu yıl ilk kez ekimleri babamla birlikte yaptık. İlaçlamasından gübrelemesine kadar birlikte yaptık. Yavaş yavaş bana işi de öğretmeye çalışıyordu. Çünkü babam tek başınaydı. Bir ortağı ya da kardeşi yoktu. Bu yıl başlangıç olmuştu benim için. Ağabeyim hastanede çalıştığı için bütün işler bana kaldı” diye konuştu.

BİÇERDÖVER VE TRAKTÖR KULLANIYOR

Biçerdöver ve traktör de kullandığını söylen Şimşek, “Traktör kullanıyorum, biçerdöver de kullanmaya çalışıyorum. Bundan sonra da babamın işlerini devam ettireceğim. Yanıma abim de gelirse belki avukatlık yapmayı aktif olarak sürdürebilirim. Hedefim işlerimiz daha da büyütmek. Babamın hayali kendi markasıyla pirinç üretmekti. Özellikle Trakya’daki marketlere pazarlamayı düşünüyordu. Kendi markamızla dağıtım yapmak istiyordu. Hatta birkaç tane marka tescili almıştı. Babamın vefatından sonra yeni bir marka tescili yaptırdım. İlerleyen zamanlarda bu hayalini gerçekleştirmek istiyorum” ifadelerini kullandı.    

“VERİMLER DÜŞÜK”

Arazilerinde sadece çeltik üretimi yaptıklarını belirten Şimşek, bu yılki verimlerin düşük olduğunu belirtti. Şimşek, “Bu yıl 33 yıllık üretim hayatımızda en düşük verimi aldık. Havaların kurak geçmesinden dolayı geç ekişlerde sıkıntı olmadı ama erken ekimlerde sıkıntı oldu. İklim şartlarından ötürü çeltik arazilerinde verim oldukça düşük. Bir dönümden 1 ton verim alınırken, bu yıl biz 800 - 850 bandındayız. 500 kilo, 300 kilo ürün alan var. Bu yıl Türkiye genelinde yüzde 40 daha az pirinç üretimi gerçekleşti. Devletin elinde geçen yıldan kalan pirinç olmadığı için bu yıl biraz sıkıntılı geçebilir. Fiyatlar geçen yıla oranla bir tık iyi olsa da ortalama tutturulamadığı için küçük üreticiler sıkıntı yaşayacak. Gelecek yıl kimse risk almaz. Çeltik sulu tarım demek. Ekimden sonra hep su gerekli” dedi.  

ÇİFTÇİLİKTE KADIN OLMANIN ZORLUKLARI

Çiftçi, traktör deyince akla hep erkeklerin geldiğini altını çizen Şimşek, “60 çalışanımız da erkek, tek bayan benim. Şaşıranlar oluyor tabi. Kadın olmamdan dolayı zaman zaman çalışanlarımızın çekinceleri olduğunu gözlemliyorum. Eskiden kadınlar çiftçilikle daha çok uğraşıyordu. Babamın bir lafı vardı, ‘Çiftçilik yapıyorsan biçerdövere binip biçim yapacaksın traktör kullanmayı bütün ekipmanları bileceksin’ derdi. Ben de hemen hemen hepsini öğreniyorum. Çalışanlarımızdan hepsinin inceliklerini  öğreniyorum. Tarımla uğraşmak gerçekten çok zevkli” ifadelerini kullandı.   

“DESTEKLEMELER ARTMALI”

Tarımsal desteklemeler artması gerektiğini kaydeden Şimşek, “Desteklemeler inanılmaz düşük. Kur artışından dolayı mazot ve diğer desteklemeler yetersiz. İlaçlar yurt dışından geldiği için her şey çok pahalı. Tarla fiyatları inanılmaz arttı. Eskiden 750 TL’ye icarlık alınan alanlar bin, bin 200 TL civarında. Tarla satış fiyatları 10-12 bin TL civarındayken, şimdi 20-30 bin TL civarlarına kadar çıkıyor. Tarla çok değerli bir varlık. İşlediğimiz alanın 3’te biri kendi yerlerimiz. 3’te 2’si icar yerleri işliyoruz. 2028 yılına kadar sözleşmemiz olan icarlık yerlerimiz var.  Çiftçinin para kazanması için yurt dışından devletin ithalat yapmaması lazım. Ta ki bizim üreticimizin ürünü bitene kadar” ifadelerini kullandı.

“AVUKATLIK DAHA RAHATTI”

Yaşam şeklinin değiştiğini de anlatan Şimşek, “Sabah 07.00’de kalkıyorum. Avukatlık yaparken daha rahattı tabi. Sabah saat 08.00’de biçime başlıyoruz. Önceden akşamları 24.00’ten önce uyumazdım. Şimdi o kadar yoruluyorum ki, saat 22.00’de yatağa giriyorum” dedi.

“SİYASETE GİRMEK İSTİYORUM”

Babasının kendilerinin siyaset ilgilenmelerini de istediğini anlatan Şimşek, siyaset yapacağının sinyalini verdi. Şimşek, “Siyasete girmeye niyetim elbette var. Zaman gösterecek. Babam siyasi konuda şanssızdı. MHP’yi Edirne’de ayağa kaldıran isimlerden birisiydi. MHP onun döneminde ilk defa Edirne’den milletvekili çıkardı. Babamın İYİ Parti’ye geçiş süreci vardı. Orhan Çakırlar kesinlikle hakkı olmayan bir milletvekilliğini sürdürüyor. Ve asla bir şey yapmıyor. Hak etmediği bir mevkide. Biz 3 hilalli bayrak altında büyüdüm. Babamın en büyük arzusu belediye başkanlığı yapmaktı.

Babam ağabeyimle benim, mesleğimizi ilerlettikten sonra siyasetle ilgilenmemizi çok istiyordu. Siyaset özellikle Edirne’de vizyonsuz. Siyaset bir yere gelememiş ellerin elinde. Babam, siyasette çok emek harcadı. Babamı ekarte etmeye çok çalıştılar. Babamın dalavere, arkadan iş çevirme huyu yoktu. MHP’nin Edirne’de oylarını arttırmasının sebebi babamdır. Siyasi olarak şanssız bir insandı. Babamın küreği yokken şu an 7 bin dönüm arazi işliyoruz. Babam vekil olsaydı, bakan olmaya çalışacaktı. Ülkesine ve Edirne’ye hizmet etmeyi çok severdi. Milletvekili olsaydı, aldığı maaşı da Edirne Belediyesi’ni aldıktan sonra, belediyeye bağışlayacağını açıklamıştı” diye konuştu.

“BABAM BİZE TERTEMİZ GEÇMİŞ VE GELECEK BIRAKTI”

Babasının bıraktığı mirasa sahip çıkacaklarını kaydeden Şimşek, “Babam bize tertemiz bir geçmiş ve gelecek bıraktı. Bize bıraktığı mirasa sahip çıkacağız. Benim, avukat olduğumu, ağabeyimin doktor olduğunu gördü. Ne babalar var, asla evlatlarına sahip çıkmayan. Babam için her zaman biz ilk sırada gelirdik. Benim için rol model bir insandı. Şirketin önüne 30 metrelik bir Türk bayrağı diktik. Hayalinden biri de buydu, hayata geçirdik. Annem Hatice Şimşek de en büyük yardımcımız işimizde. İlk bir hafta işin başına geçince korktum. Nereden başlayacağımızı bilmiyordum. Kaç tane traktörümüz var bilmiyordum. Ama işin içine girince babamın çok güzel bir düzen kurduğunu fark ettik. İpsala’da babam tarımsal bir güç. Türkiye’de fabrikası olmayan 7 bin dönüm pirinç üreticiliğini kendisi yapan 4 ya da 5 kişi vardır. Üretim sürecinden sonra en zor iş pazarlamak. Fabrika kısmı farklı bir boyut” şeklinde konuştu.